Kadınlarda görülen yumurtalık kistleri iyi ve kötü huylu olarak ikiye ayrılmaktadır. Yumurtalık kistlerinin çeşitleri, kanser riski ve tedavi seçenekleri adölesan dönemlerde üreme çağı ve menopoz döneminde görülmesine bağlı olarak da değişiklik gösterebilmektedir.
Yumurtalık kistleri genel olarak belirti vermeden ortaya çıkmaktadır. Belirti verdiğindeyse şişkinlik, hazımsızlık gibi şikayetler ile hastaları rahatsız edebilmektedir. Yumurtlama zamanında ya da adet döngüsü sürecinde doğal olarak ortaya çıkan, genel olarak gerileyen ve iyi huylu olan yumurtalık kistlerine ‘fonksiyonel kistler’ denilmektedir. Yumurtlamanın herhangi bir sebeple olmaması nedeni ile iç kısımda sıvı birikmesine bağlı oluşan, 3-10 cm arasında ve birden fazla görülebilen folikül kistleri de yine bu gruba girmektedirler. Bu tip yumurtalık kistlerinin ultrason görüntülerinin temiz ve sıvı içeriklerden oluşuyor olması, üzerinde karnabahar tipi çıkıntıların bulunmaması iyi huylu fonksiyonel kist olabileceğini göstermektedir. Bu tip yumurtalık kistlerinde ameliyat kararı almak yerine sonraki adet dönemlerinde takip yolu tercih edilebilmektedir ve doktorunuz tarafından ilaç reçete de edilebilmektedir.
Öncelikle bakıldığında ilk tanı aracı fizik muayenedir. Uzman hekim tarafından fizik muayene sırasında elle karın bölgesi muayene edilmektedir. Ağrı olan bölgeler hekim tarafından saptanır. Sonrasında en önemli görüntüleme aracı ise ultrasonografidir. Ultrasonografide boyutu, görüntüsü, yapısı uzman hekimlerce değerlendirilir. Gerekli hastalarda ise hekimin gerekli görmesi halinde tümör belirteçleri adı verilen kan tetkikleri yapılmaktadır veya MR ile de desteklenebilir. Her kistte MR istenmemektedir. Şüpheli durumlarda hekimin uygun görmesi ve değerlendirme gerekliyse istenir.
Yumurtalık Kisti Nedir?
Yumurtalık kistlerinin görülme oranları yaş gruplarına göre değişebilmektedir. Adölesan dönemde, üreme çağında ya da menopoz dönemlerinde farklı kistlerle karşılaşılabilir. Yaş gruplarına göre görülen yumurtalık kistlerini şöyle sıralayabiliriz:
Folikül Kisti, zamanla büyüyebilen yumurta hücresinin zamanı geldiğinde çatlamaması ve yumurtanın büyümeye devam etmesi ile oluşmaktadır. Gençlerde sıkça rastlanan folikül kisti 2-4 cm boyutunda olup genellikle adet döneminde kaybolur.
Korpus Luteum Kisti ise yumurtanın olgunlaşıp atıldığı yapıdan ismini alır. Progesteron hormonu salgılayabilen hücrelerden meydana gelir. Normalde yumurtanın atıldığı adet sürecinde parçalanıp atılması gerekmektedir. Atılmadığında içinde sıvı birikmesi olur ve 3-5 cm’yi bulan korpus luteum kistleri oluşmaya başlar. Korpus luteumlar hormon üreten kistler olduğundan dolayı da adet düzensizliği oluşturabilir.
Çikolata (Endometriyoma) Kistlerine bakıldığında halk arasındaki isimlendirilmesinin çikolata kisti olduğu bilinmektedir. İçerisindeki yapı erimiş çikolataya benzetildiğinden dolayı kistler bu adı almıştır. Özellikle üreme döneminde en sık görülen özel kistlerdendir. Çikolata kistleri aslında endometriozis hastalığının yumurtalıktaki formasyonu yani görünüşüdür. Genel olarak sıktır ve doğurganlık dönemindeki her 10 kadından birinde çikolata kisti görülmektedir. Bu kistlerde ameliyat ile müdahale etme konusunda çok daha seçici davranılmaktadır. Çünkü genelde hastaların anne olma planları bulunmaktadır. Bu nedenlerle çikolata kistlerinde uzman tarafından hemen ameliyat önerilmemektedir. Ancak hastanın ağrı şikayeti çok fazla ise, kist 9-10 cm gibi çok büyük boyutlardaysa, artık hastaya baskı yapıyorsa ameliyat gerekebilir. Ancak örneğin boyutu daha ufak 5 cm, ultrasonda şüpheli bir düzensizlik yok, homojen görünüşte bir çikolata kisti ise takip edilmesi söz konusudur. Çünkü bu kistler çok başarılı bir cerrahi yapıldığı taktirde dahi tekrar edebilen kistlerdendir ve ameliyatta bazen over rezervi de azalabilir. Bu sebeplerle mümkün olduğu sürece ultrasondaki görünümüne bağlı olarak özellikle hastanın çocuk sahibi olma arzusu ve planı varsa ameliyattan kaçınılarak takip edilmesi gerekebilmektedir.