SSVD yani sezaryen sonrası normal doğum, sezaryen ile doğum yapmış kadının bir sonraki doğumunu vajinal olarak gerçekleştirebilmesidir. Geçmiş yıllarda benimsenen ‘bir kere sezaryen, daima sezaryen düşüncesi’, gelişen ve değişen tıp gelişmeleriyle birlikte yerini yeni bir doğum yöntemine bırakmıştır. Bu yöntem sezaryen sonrası vajinal doğum yani kısaca SSVD olarak adlandırılır. Sezaryen sonrası vajinal doğum süreci ile birlikte daha önce sezaryen doğum yapmış birçok kadın için, vajinal doğum da tercihler arasına girmiş bulunmaktadır.
SSVD, sezaryen tecrübesi yaşamış olmasına rağmen vajinal doğum yapmayı isteyen kadınlara verilmiş önemli bir haktır. Günümüz şartlarında sezaryen ile doğum oranları çok yükselmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ortalama olarak sezaryen oranlarının yüzde on yedi olması gerektiğini söylerken ülkemizde bu oranların çok üstüne çıkılmaktadır.
Ülkemizde bu oran hastanelere ve uzmanlara göre değişmekle birlikte yüzde 20-90 arasındadır. Genel olarak bakıldığında sezaryen oranlarının büyük kısmını önceden sezaryen olan hastalar oluşturmaktadır. Sezaryen oranlarını düşürmek için öncelik olarak ilk sezaryen oranlarını düşürmek gerekir. Eğer ailenin talebi varsa ve tıbbi olarak uygun vakalarda sezaryen sonrası normal doğuma şans verilmesi gerekir.
Genel olarak bakıldığında bu doğumu gerçekleştirebilmeniz için sezaryenle yaptığınız ilk doğumunuzun üzerinden en az 12 ay geçmiş olması gerekmektedir. Daha önceden herhangi bir sebeple rahim yırtılması yaşadıysanız veya rahimdeki tüm tabakalarda kesi gerektiren miyom ameliyatı gibi bir operasyon geçirdiyseniz, sezaryen sonrası vajinal doğum önerilmez. Hamileliğinizde sezaryen gerektiren herhangi bir durumun olmaması gerekmektedir yani doktorun kararını etkileyecek herhangi bir risk faktörü olmamalıdır. Örnek vermek gerekirse hamilelik şekeri, çok iri bebek, plasentanın rahim ağzını kapatması, makat geliş pozisyonunda duran bebek gibi.
Doğumun beklenen zamanda kendiliğinden başlaması önceliklidir. Sezaryen sonrası normal doğum denemelerinde doğumu suni sancı ya da farklı ilaçlar yoluyla başlatmak ve yine kasılmaları veya suni sancı ile desteklemek çeşitli risklerin ortaya çıkmasına sebep olabilmekle beraber kendi başlamayan doğumlarda vajinal doğum seçeneğini sürdürmemiz açısından destekleyici bir yaklaşım olur.
Sezaryen sonrası normal doğum yapmanın belirli faydaları vardır. Öncelikli olarak hastanede yatış süresi azalma gösterir. Doğum sonrasında daha çabuk toparlanma ve hızlı iyileşme görülür.
Bebekle daha hızlı iletişim kurulabilir ve doğumdan sonraki süreçte en kısa zamanda bebeğin emzirilmesi anne sütünün gelmesi için önemli bir faktördür. Doğum sonrasında meydana gelebilen ağrı, şiddetli kanama, kan pıhtılaşması, ateş, kan nakli, rahim enfeksiyonları gibi komplikasyonlarla daha az karşılaşılır. Vajinal doğum ile birlikte, bebek doğum anında birtakım bakteriler kazanmaktadır. Bu durum ilerleyen dönemlerde bebeğin solunum sorunlarıyla daha az karşılaşması için önemlidir.
Bazı doktorlar sezaryen sonrası vajinal doğum sürecine olumlu bakmazlar. Çünkü doktorlar sezaryen sonrası vajinal doğum takibi sırasında acil bir durumla karşılaştıklarında kendilerini güvende hissetmeyebiliyorlar. Tam donanımlı hastaneler yeterli gelmeyebiliyor. Ayrıca hekimler için en önemli konu ise mesleki sorumluluk yasalarıdır. Doğum takibi ve doğum sırasında önlenemeyen komplikasyonlardan kaynaklanan pek çok doktor hukuki süreçlerle uğraşmakta ve mesleğinden ve sorumluluklarından soğumaktadır. Doktorlar bu tür süreçlerle karşılaşmamak için ufak bir olumsuzluk hissettiklerinde sezaryen kararı verebilmektedirler.