Yaklaşık olarak kırk hafta süren uzun gebelik dönemi boyunca anne adayı farklı fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşayabilmektedir. Vücudun hamileliğe adapte olması, aydan aya görülen değişimler, bünyenin beklediği takviyeler gebeye farklı bir dönem yaşatmaktadır. Hem hormonların hem de vücut yapısının çok hassas olduğu bu dönemi hasarsız olarak atlatmanın çeşitli seçenekleri ve yolları da bulunmaktadır.
Hamilelik sürecinde geleneksel bazı yaklaşımlar hamilenin kafasını karıştırabilmektedir. Örnek vermek gerekirse pek çok aile büyüğü, “iki kişilik ye” tavsiyesinde bulunmaktadır. Aslında anne adayının dengeli ve sağlıklı beslenmesi yeterlidir. Aşırı yemek, kilo almaya ve doğumun da hamileliğin de zor ve sancılı bir süreç olarak geçmesine neden olmaktadır.
Bu konuya benzer şekilde banyo yapmaktan uyku düzenine, egzersizden beslenmeye birçok alanda internetten ve sosyal çevrenizden sağlıklı olmayan öneriler alıyor olabilirsiniz. Belki de unutmamamız gereken birinci şey, hamileliğin bir hastalık olmadığıdır. Uzman bir hekim, özel bir öneri ve tavsiyede bulunmadı ise yaşam süreçlerinize küçük değişiklikler ve gebeliğe adaptasyonlar yaparak doğal olarak devam etmeniz en sağlıklısı olacaktır.
Hamilelik Süreci Nasıl Olmalıdır?
Hamilelik süreci ayrı bir dikkat ve özen gerektirmektedir. Bebek ve anne adayının sağlığı için dikkat edilmesi ve yönetilmesi gereken çeşitli faktörler vardır. Hamilelik sürecinde ilk olarak öncelikle hamile kaldığınızı öğrenmek ile sürece başlarsınız. Kadınlar çoğunlukla gebeliklerinin farkına adet gecikmeleri olduğunda varırlar. Tabi bunu bir idrarda gebelik testi ile onaylamak gerekir.
Eğer ki hamileliğinizin kesin anlaşılır olmasını istiyorsanız ve net bilgiye sahip olmak istiyorsanız o durumda bir sağlık kuruluşunda kan örneği vererek kan testinin sonucunda BHCG hormonunuzun yüksek çıkması ile birlikte hamile olduğunuzu kesin olarak öğrenmiş olacaksınız.
Hamilelik Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Hamilelikte folik asit kullanımı ısrarla önerilmektedir. Anne sağlığı ve bebeğin zihinsel gelişimi için çok faydalı ve önemli olan folik asit ihtiyacını karşılamak için gıdalar yeterli gelmeyebilir. Bu açıdan destek olarak mutlaka alınmalıdır.
Bunun yanında vitamin ve demir eksikliği de hamilelikte önemli bir sorun olabilmektedir. Demir eksikliğinin gebelik öncesinde fazla yakınmaya neden olmadığı durumlarda bile halsizlik, yorgunluk, çarpıntı gibi sorunlar hamilelikle beraber artmaktadır. Ayrıca anemiye (kansızlığa) de yol açabilmektedir ve bebekte gelişme geriliği, annede de çarpıntı, yorgunluk, doğum sonrası kansızlık gibi durumlara yol açabilmektedir. O nedenle hamilelik öncesinde demir eksikliği belirlendiği takdirde tedavinizi kesinlikle ihmal etmemeniz gerekmektedir. Hamilelik süresinde sürekli olarak doktor kontrolünde ve doktor ile işbirliği halinde olmanız ve reçeteli ya da reçetesiz satılan tüm ilaçları kullanmaya başlamadan önce kesin olarak hekiminize danışmanız önerilir.
Hamilelik sürecinde dikkat edilmesi gereken durumlardan biri de erken dönem mide bulantısıdır. Buna çoğunlukla yiyecekler, kozmetik maddeler, parfümler ve başta sigara dumanı olmak üzere kokular neden olur. Kokulardan ve genel ifadesiyle bulantıya neden olan her şeyden uzak durmak birinci önleyici tedbir olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında yemek yemek tetikliyorsa aç kalmak bulantıları azaltır, bebeğinizde gelişimsel hiçbir soruna da yol açmaz. Bu noktada belki de en büyük hata yiyip yiyip kusmak olacaktır.
Bazen aç kalmak da asit fazlalığı nedeni ile mideyi rahatsız ederek bulantıya yol açabilmektedir. Bunu önlemek için hamileler az miktarda fakat sık sık yemek yiyebilirler. Bu şekilde mide hiç boş kalmayacak ve mide bulantılarının etkisi de azalacaktır. Dolayısıyla bu süreçte kişiye özgü bir yönetim süreci benimsenmelidir.
Mide bulantısının giderilmesi için protein içeren aperatiflerin tüketilmesi, baharatsız yemeklerin tercih edilmesi özellikle ilk üç ay için anne adaylarının yararına olacaktır. Çünkü baharat hamilelikte mide bulantısını kuvvetlendirdiği gibi aynı zamanda mide ağrılarına da sebep olabilmektedir. Bu da hamilelik dönemindeki konforu etkiler.
Gebelik boyunca su tüketimi çok ama çok önemlidir. Hamilelerin günde yaklaşık on- on beş bardak su tüketmesi önerilmektedir. Bu rakam yaklaşık günlük 2 litre ve üzeri olarak genellenebilir.
Gebelikte hareketli bir yaşam önem taşımaktadır. Egzersizler sayesinde, hem rahat gebelik geçirmek hem de vücut ağrıları ve kasılmaları önlemek mümkün olacaktır. Yoğun olarak spor ve aşırı yorucu işler risk yaratabilir. Yukarı uzanma hareketi, ağır şeyler kaldırmak önerilmez.
Hamam, sauna, kaplıca gibi aşırı sıcak olan yerlerden kaçınmanız gerekir. Hamilelikte 16 haftadan sonra uyurken karnınızın üzerine yatmanız önerilmemektedir.
Gebelikte kaygı ve stres oluşturabilecek ortamlarda bulunulmamalıdır. Uzun uzun saatler boyunca araba kullanılmaması gerekmektedir. Bu durum, hem stres katsayınızı yükseltir, hem de emniyet kemeri travmaları başta olmak üzere riskleri arttırır.
İşiniz gereği stres başta olmak üzere radyasyon, kömür tozu, kimyasal gibi maddelere maruz kalıyorsanız mutlaka bu süreçte rapor almalısınız ya da bu ortama girmeyeceğiniz bir çalışma şekline geçmeniz gerekmektedir.
Hamileleri en çok huzursuz eden faktörlerden biri de, alınan kilolar sebebiyle cildin gerilmesi ve çatlakların oluşması ihtimalidir. Bu çatlakların geneli kalıcı olmaktadır ve anne adayını rahatsız edecek görüntüler oluşturabilmektedir. O nedenle hamilelikte cilt bakımı önem kazanır. Badem yağı, Hindistan cevizi ve kakao yağı karışımları, bebek yağları ve daha birçok alternatif ve hazır ürün bu konuda annelerin yardımcısı olmaktadır.
Hamilelikte uykusuzluk en bilinen sorunlardan biridir. Özellikle hamileliğin son dönemlerinde omurgaya fazla yük biner. Bu nedenle dinlenmek ve uyku düzeni önemlidir. Bu süreçlerde gündün yapılacak küçük kestirmeler, gün içi en az 20 dakikalık dinlenme aralıkları çok değerli olacaktır. Gece uykusunu bölecek her şeyi dışarıda bırakmak size çok iyi gelir ve uyku sürelerinizi uzatır.
Hamilelikte baskıya bağlı oluşan varis oluşumunu azaltmak için uzun süre ayakta kalmamak veya dinlenirken de ayakları yüksekte tutarak dinlenmek bu gibi durumların en pratik çözümleri arasında yer almaktadır. Ayrıca bir varis çorabı edinmek, bu konuda alınabilecek en iyi önlemlerin başında gelmektedir. Doktorunuza danışarak önerisi ve gerekli görmesi halinde bir varis çorabı kullanabilirsiniz.
