Rahim diğer ismiyle döl yatağı veya uterus olarak adlandırılmaktadır. Gebelik sürecinde bebeğin yerleştiği organ rahimdir ve mesane ile rektumun arasında yer almaktadır. Rahmin şekli ters çevrilmiş bir armuda benzetilebilir, rahim ağzı ve her iki yanda yumurtalıklara uzanan fallop tüpleri olan ve temel olarak üreme fonksiyonlarını gerçekleştiren kadın organıdır. Rahim yapısı üç kısımdan oluşmaktadır. Rahim cismi, Rahim ağzı ve Rahim geçiti bu bölümlerdir. Rahim bölgesi kadınlarda ortaya çıkan kadın hastalıklarının en çok görüldüğü organ olarak bilinmektedir.
Rahim Kanseri Belirtileri
Günümüzde kanser hastalıkları çeşitli sebeplerden ve yaşam olaylarından artış göstermektedir. Bununla beraber artan teknolojik gelişmelerle ve bunların tıp bilimine yansımalarıyla kanser hastalıklarının tedavi oranı da arttı. Rahim, fetüsün gelişimini tamamladığı bölümdür. Tıp dilinde uterus olarak adlandırılmaktadır. Yaklaşık olarak 7,5 cm boyutunda ve 3 cm kalınlığında olduğu söylenebilir. Üç katmandan oluşan rahmin iç yüzeyi zaman içinde düzenli olarak kalınlaşan ve regl zamanlarında koparak dökülen endometriyum olarak isimlendirilen hücreler ile kaplıdır. Dışa doğru gidildikçe ilk olarak kas tabakası (myometriyum), sonra rahmin dışını çevreleyen Perimetriyum tabakası gelmektedir.
Rahim kanseri ise endometriyum bölümü üzerinde bulunan hücrelerin kontrol edilemeyecek bir şekilde büyümesiyle ortaya çıkmaktadır. Normal olmayan bir şekilde artış gösteren hücreler zaman içerisinde kitle yani tümör oluşturmaktadır. Çünkü endometriyum tabakası, yumurtalıklarda bulunan veya dışarıdan alınan hormonlara karşı duyarlı, hassas bir dokudur. Oluşabileceği ön görülen hormonal bozukluklar teşhis ve tedavi edilmezlerse süreç içerisinde yaşanan hücresel değişiklikler sonucunda rahim içi tabakasında kanser gelişebilmekte ve hastaları zor bir dönem bekleyebilmektedir.
Rahim kanseri, tümörün yayılma alanına göre evrelere ayrılır. Birinci evrede tümör yalnızca rahimde bölgesel olarak yer almaktadır. Henüz yayılmamıştır. İkinci evrede ise tümör, rahimin yanı sıra rahim ağzının destek bağ dokularına kadar ilerlemiş bulunmaktadır. Fakat daha lenf bezlerine ulaşmamıştır. Üçüncü evrede tümör, rahimin dışına da yayılmış; fallop tüpleri ve yumurtalıklara ulaşmıştır. Lenf bezlerine de yayılım mevcuttur. Dördüncü evrede ise tümör, rahim bölgesi dışına ulaşmış; bağırsak, mesane, kemikler ve akciğerler gibi uzak organlara metastaz yapmıştır.
Rahim kanseri bazı belirtilerle kendini göstermektedir. Menopoz sonrası dönemde ortaya çıktığı için rahim kanserinde erken tanı şansı çok önemli ve yüksektir. Bu yüzden aşağıdaki belirtilerden şikayetleri olan hastaların uzman bir hekime başvurmaları önerilir.
Bunlar vajinal kanamalar, kanlı olmayan anormal akıntı, adet gören kadınlarda adet arasında kanama, menopoz sonrası kanama, adet süresinin uzaması, pelvik ağrı, cinsel ilişki sırasında ağrı, kilo kaybı gibi belirtilere rastlanabilir. Bu belirtiler rahim kanseri olduğunuzu göstermeyeceği gibi görülmesi halinde uzman bir hekime başvurulması gerekir.
Rahim Kanseri cerrahi tedavi ile müdahale edilerek iyileştirilmeye çalışılır. En sık kullanılan tedavi yöntemi de budur. Rahim, yumurtalık ve tüpler çıkarılır; ayrıca lenf nodlarının temizlenmesi ve çevre dokulardan örnek alma işlemleri de yapılmaktadır. Cerrahi tedavi eksik görüldüğünde yani yeterli olmadığında ek tedaviler uygulanabilmektedir.
Bir diğer tedavi yöntemi ne genellikle ek olarak tedavilere eşlik eden kemoterapi yöntemidir. Ameliyat sonrasında rahim kanserinin ileri bir evrede ve başka organlara sıçraması ile yayılımı olduğu görülürse kanserli hücrelerin öldürülmesi için kemoterapi uygulanabilmektedir.
Bir diğer tıbbi müdahale ise radyoterapidir. Yapılan cerrahi müdahale sonrasında kanserin tekrarlama riski söz konusuysa rahmin tamamen alınması işleminin ardından radyasyon tedavisi yapılır. Bir diğer tedavi yöntemi de hormon tedavisidir ve oldukça genele yayılmış, sık tercih edilen bir müdahaledir. Meydana gelmiş kanserde yayılım söz konusu ise yayılımı azaltmak ve tümörün büyümesini durdurmak amacıyla yüksek dozlarda progesteron hormonu verilebilir. Bu şekilde pek çok tedavi yöntemi ile rahim kanseri tedavi edilmeye çalışılmaktadır.
Miyom Nedir?
Her dört kadından birinde yaşamının belli bir döneminde ortaya çıkabilen miyomlar, kadınlarda en sık görülen sorunlardan birini oluşturmaktadır. Bunlar, rahim dokusundan kaynaklanan ve rahim şeklinin dışına taşan iyi huylu kitlelerdir. Miyom denilen yapılar düz kas bağ dokusu içeren iyi huylu yani kanser niteliği taşımayan kitle rolündedirler. Büyüklükleri toplu iğne başı büyüklüğünden, karpuz büyüklüğüne kadar değişiklik gösterebilen miyomlar, genellikle oldukça yavaş büyüme göstermektedirler. Fakat ağrılı ve sancılı olabilirler. Miyomlar rahimdeki yerleştikleri kısımlara göre farklılaşmakta ve rahim içi astar dokuya doğru büyüme gösterebildikleri gibi rahim içi kas dokusunda da yer alabilmektedirler.
Miyomların ne zaman meydana geldiği genellendiğinde 30-40 yaşları arasında ortaya çıkmakta ve hormon tedavisi almayan hastalarda menopoz dönemi sonrası küçülme gösterebilmektedir. Miyomların ergenlik öncesi görülme olasılıkları ise oldukça düşüktür.
Miyomların sebebi ve nasıl oluştuğu tam olarak hala bilinmez. Gebelik kayıpları ve üreme bozukluğuna neden olabilmektedirler. Yaş, etnik köken, doğum yapmamış olmak, obezite gibi faktörler miyom gelişme riskini artırmaktadır. Rahmin patolojik incelemelerinde kadınların %77’sinde bir ya da daha fazla sayıda miyomun olduğu ve bunların üreme çağındaki kadınların %60’ında bazı problemlere yol açtığı görülmektedir. Miyomlar, kadının hamile kalmasını ya da hamile kaldıktan sonra ise rahimin hamileliği taşımasını zorlaştırabilmektedirler. Rahim tüplerini iterek, spermin ve yumurtanın geçişini zorlaştırabilmekte ya da endometrium düzenini değiştirip bozarak döllenmiş yumurtanın rahime yerleşmesini engelleyebilmektedirler.
Miyom Belirtileri
Miyomların büyük çoğunluğu genellikle belirti göstermeyip hastada herhangi bir şikayet yaratmayabilir. En sık görülen şikayet ise düzensiz kanamalar olmaktadır. Bunun yanında, hamilelikte olduğu gibi alt karın bölgesinde ağrı ve bası hissi ortaya çıkabilmekte ve hamilelikle karıştırılabilmektedir. Bu durum idrar kapasitesini azaltır ve hastalarda sık sık tuvalete çıkma ihtiyacı yaratabilir.
Yine miyomu olan kadınlarda düzensiz kanamalara bağlı olarak demir eksikliği anemisi de oluşma ihtimali vardır. Dolayısıyla da halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı gibi sorunların da yine miyomlara bağlı olarak ortaya çıktığı görülmektedir.
Bunun yanında sıralanması gereken diğer belirtiler ağır adet kanaması ve fazla süren adet dönemleri, basınç ve baskı hissi veya ağrı, sık idrara çıkma ve mesaneyi boşaltma zorluğu, kabızlık ve sindirim sorunları, sırt ağrısı veya bacak ağrıları, kısırlık veya düşük yapma ile beraber görülen belirtilerdir.
Genel olarak toparlarsak fazla kanama, uzamış veya daha sık adet kanamaları, adet ağrısı (kramplar), adet dışı zamanlarda hazneden kanama, kansızlık (kan kaybına bağlı; karında veya belde (sıklıkla künt, şiddetli ve sancılı fakat keskin olabilir), ilişki sırasında ağrılar; İdrar yaparken zorlanma veya sık idrara gitme, kabızlık, makatta ağrı veya büyük abdest yaparken zorlanma gibi baskı ile seyreden durumlar meydana gelebilir ve bu belirtiler görülebilir. Bu belirtilerin olması miyomlara sahip olduğunuzu kesin olarak göstermeyeceği gibi, eğer belirtileri karşılıyorsanız uzman bir hekime vakit kaybetmeden görünmeniz ve kontrollü olmanız önerilmektedir.
Rahim hastalıkları ile ilgili daha ayrıntılı soru ve destek talepleriniz için kliniğimizle iletişime geçebilirsiniz.